Page 142 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 142
142 45 / 20 / TA HA SURESİ
125. O da, şöyle der: “Rabbim! Dünyada, gören bir kimse olduğum halde,
niçin beni, kör olarak bir araya getirdin?”
126. Allah, “Evet, öyle. Ayetlerimiz sana geldi de, sen onları unuttun. Aynı
şekilde, bugün de, sen unutuluyorsun” der.
127. Haddi aşan ve Rabbi’nin ayetlerine inanmayanları, işte böyle
cezalandırırız. Şüphesiz ahiret azabı, daha şiddetli ve daha kalıcıdır.
128. Yurtlarında dolaştıkları, nice geçmiş nesilleri, ızdırap içinde yok etmiş
olmamız; onları, doğru yola iletmedi mi? Şüphesiz bunda, akıl sahipleri
için, alınacak dersler vardır.
129. Rabbin tarafından, daha önce söylenmiş bir hüküm ve belirlenmiş bir
süre olmasaydı; onlar da, hemen cezalandırılırlardı.
130. O halde, onların söylediklerine sabret; güneşin doğuşundan ve
batışından önce, Rabbini överek tesbih et. Gece vakitlerinde ve
gündüzün uçlarında da, tesbih etki; hoşnut olasın.
131. Onlardan, bazı kesimlere; kendilerini sınamak için, dünya hayatının
süsü olarak verdiğimiz şeylere; gözünü dikme. Rabbinin rızkı, daha iyi
ve daha kalıcıdır.
132. Ailene, namazı emret ve kendin de, ona devam et. Senden, rızık
istemiyoruz. Sana da, biz, rızık veriyoruz. Güzel sonuç, Allah’a karşı
gelmekten, sakınanlar içindir.
133. İnanmayanlar, “Doğru söylediğine dair, bize, Rabbinden açık bir delil
(bir mucize) getirse ya!” dediler. Önceki kitaplarda olanların, apaçık
delili (olan Kur’an), onlara gelmedi mi?
134. Eğer biz onları, o Kur’an’dan önce, bir azap ile yok etseydik; mutlaka,
“Ey Rabbimiz! Keşke bize, bir peygamber gönderseydin de; alçalıp rezil
olmadan önce, ayetlerine uysaydık” derlerdi.
135. Ey Muhammed, şunu söyle: “Herkes beklemektedir, siz de bekleyin.