Page 141 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 141

45 / 20 / TA HA SURESİ              141
       116.  Hani meleklere, “Adem için, secde edin (başınızı yere koyun)” demiştik
           de, İblis’ten başka herkes, secde etmişti (başını yere koymuştu).
       117.  Biz de şöyle dedik: “Ey Adem! Şüphesiz bu (İblis), senin ve eşin için, bir
           düşmandır. Sakın sizi, cennetten çıkarmasın; sonra mutsuz olursun.”
       118.  “Şüphesiz senin için orada (cennette), aç kalmak, çıplak kalmak yoktur.”
       119.  “Orada, ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.”
       120.  Nihayet şeytan, ona vesvese verip, şöyle dedi: “Ey Adem! Sana, ebedilik
           ağacını ve yok olmayan bir saltanatı, göstereyim mi?”
       121.  Bunun  üzerine  onlar  (Adem  ve  eşi  Havva),  o  ağacın  meyvesinden
           yediler.  Bu  sebeple,  ayıp  yerleri,  kendilerine  göründü  ve  cennet
           yaprağından, üzerlerini örtmeye başladılar. Adem, Rabbine isyan etti ve
           yolunu şaşırdı.
       122.  Sonra Rabbi, onu seçti; tövbesini kabul etti ve ona, doğru yolu gösterdi.
                                  11
       123.  Allah, şöyle dedi: “Birbirinize, düşman olarak,  hepiniz (Adem, Havva
           ve insan soyundan gelecek olanlar) oradan inin. Eğer tarafımdan size, bir
           yol gösterici (kitap) gelir de; kim, benim yol göstericime uyarsa; artık o, ne
           (dünyada) sapar, ne de (ahirette) sıkıntı çeker.”
       124.  “Her kim de, benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse; mutlaka ona,
           dar bir geçim vardır. Bir de onu, kıyamet gününde, kör* olarak bir araya
               12
           getiririz.”


       11.   Burada  sözü  edilen  düşmanlık,  Hz.  Adem  ile  Havva  arasında  değil,  onların  soyundan  gelecek
          insanların arasında oluşacak, düşmanlık ve hasımlıklardır. Ayetten, dostluk ve kardeşlik ilişkileri
          gibi,  düşmanlık  ve  sürtüşmelerin  de,  yeryüzü  hayatı  için,  bir  sınav  olarak  uygun  görüldüğü
          anlaşılıyor. Hür iradesini, Allah’ın gösterdiği yönde kullanan; iradesine değil, vahye ve vicdanlarına
          kulak verenler; zulüm ve haksızlıktan, düşmanlık ve sürtüşmeden kaçınanlar, bu sınavı kazanmış
          olacaktır.
       12.   Kur’an, bu ayet ile bir sonraki 125. ayette, peygamberlerin ortaya koyduğu, birleştirme gerçeğini ve
          onun gereklerini görüp, kabullenmek ve başkalarına anlatmak görevi karşısında; kör, sağır ve dilsiz
          kesilenlerin, kıyamet gününde de kör, sağır ve dilsiz olarak, bir araya getirileceklerini haber veriyor.
          (Konu için ayrıca bakınız: İsra, 17/72 ve 92)
   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146