Page 587 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 587

95 / 4 / NİSA SURESİ                  587

                                             12
           bağladığı (antlaşma yaptığınız) kimselere de, kendi hisselerini verin.
           Şüphesiz Allah, her şeye şahittir.
                                     13
       34.  Erkekler  kadınların,  koruyup  kollayıcılarıdırlar.   Çünkü  Allah,
           insanların bir kısmını, bir kısmından üstün kılmıştır. Bir de erkekler,
           kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar.
           İyi  kadınlar,  itaatkardır.  Allah’ın,  (kendilerini)  koruması  sayesinde,
                          14
           onlar  da  ‘görünmeyen  şeyler’i   korurlar.  (Evlilik  yükümlülüklerini
           reddederek) Başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara, öğüt verin; (öğüt
           fayda  etmez  ise,)  onları,  yataklarında  yalnız  bırakın.  (Bundan  sonra,
                                  15
           artık mecbur kalırsanız) Onları (hafifçe) dövün.  Eğer itaat ederlerse,


       12 .    “Yeminlerin bağladığı kimseler” ifadesiyle kastedilen; “vela akti” yoluyla, mirasçı olanlardır. Vela
         akti,  akrabalığı  belli  olmayan,  varisi  bulunmayan  bir  kimsenin,  ikinci  bir  şahsa  “Ben  ölürsem,
         varisim ol. Diyet gerektirecek bir suç işlemem halinde de, diyeti mi sen öde” demesi ve onun da, bu
         istekleri kabul etmesiyle gerçekleşen akittir.
       13 .    “Koruyup  kollayıcı”  diye  tercüme  edilen  ifadenin,  ayet  metnindeki  aslı  “kavvam”  kelimesidir.
         Erkeklere,  koruyup  kollama  görevinin  verilmiş  olması,  iki  cins  arasında  bir  eşitsizlik  gözetilmiş
         olmasından  değil;  erkeklerin  güç,  kuvvet  ve  fiziki  oluşum  bakımından  farklı  bir  yapıya  sahip
         olmasındandır. Bu durum kadını, erkekten aşağı bir konuma düşürmez. Buna karşılık erkeklere,
          ailenin geçimini ve yönetimini sağlamak gibi, ağır bir sorumluluk yükler.
       14 .   Burada “görünmeyen şeyler”, eşinden uzakta olan kişinin namusu, eşinin malı ve her türlü hakkı
         anlamındadır.
       15 .    Mü’minler için en güzel örnek, Hz. Muhammed Aleyhisselamdır. Bu ayeti kerimeyi en iyi anlayan
         da, şüphesiz ki odur. Kesin olarak biliyoruz ki o, ömründe bir kez olsun elini kaldırıp bir kadına
         vurmamıştır. “Kadınlarını dövenleriniz iyileriniz değildir” buyuran da odur. “İçinizden biri, karısını
         köle döver gibi dövüp, sonra da, gece onunla yatabilir mi?” diyerek, karı koca ilişkilerinin sevgiye
         dayanması gerektiğine, dikkat çeken de odur. Veda hutbesinde, kadınların haklarının gözetilmesini
         ve  bu  konuda  Allah’tan  korkulmasını,  özellikle  vurgulamıştır.  Kadının,  evlilik  sorumluluklarını
         yerine  getirmemek,  kocanın  haklarını  ihlal  etmek,  onun  şahsiyet  ve  vakarını  zedeleyici  tavırlar
         sergilemek  veya  namusunu  tehlikeye  sürükleyebilecek  durumlara  meyletmek  gibi,  olumsuz
         davranışlara girmesi halinde; aile yuvasının devamını sağlamaktan birinci derecede sorumlu olan
         kocanın,  içine  düştüğü  mecburiyetten  dolayı,  bazı  tedbirlere  başvurması  doğaldır.  Bu  tedbirler,
         zaman, mekan ve sosyal şartlara göre, farklılık gösterebilir. Ayette, son seçenek olarak zikredilen
   582   583   584   585   586   587   588   589   590   591   592