Page 486 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 486

486                                                                                87 / 2 / BAKARA SURESİ
       188.  Aranızda,  birbirinizin  mallarını,  haksız  yere  yemeyin.  İnsanların
           mallarından  bir  kısmını,  bile  bile  günaha  girerek  yemek  için;  onları,
                   56
           yetki sahiplerine,  (rüşvet olarak) vermeyin.
                        57
       189.  Sana, hilalleri soruyorlar.  Şunu söyle: “Onlar, insanlar için ve hac için,
           vakit ölçüleridir.” İyilik, evlere, arkalarından girmeniz değildir. Ama iyi
           davranış, takva sahibi insanın (yani yasaklardan uzak duran insanın)
                                58
           davranışıdır.  Evlere,  kapılarından  girin.   Allah’a  karşı  gelmekten
           sakının ki, kurtuluşa eresiniz.
       190.  Sizinle  savaşanlara  karşı,  Allah  yolunda,  siz  de  savaşın.  Ancak,  aşırı
               59
           gitmeyin.  Çünkü Allah, aşırı gidenleri sevmez.
       191.  Onları  (yani  Mekkeli  inkarcıları,)  nerede  yakalarsanız,  öldürün.  Sizi
           çıkardıkları yerden (Mekke’den), siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı,
           adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar
           sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa, (siz
                            60
           de onlarla savaşın) onları öldürün.  İnkar edenlerin cezası böyledir.


       56.   Yetki sahipleri” ifadesi, Kur’an metnindeki “hükkam” (tekili hakim) kelimesinin karşılığıdır. Hakim,
         “hükmeden”, “yöneten”, “yetki ve otorite sahibi” anlamlarını, ifade eder. Buna göre, mahkemede
         hüküm  veren  hakim  dahil;  herhangi  bir  yetki ile,  bir  görev  başında  bulunan  herkes,  kelimenin
         kapsamına girer.
       57 .   Hz. Muhammed’e, “Hilal niçin, önce iplik gibi incecik görünüyor, sonra kalınlaşıp nihayet daire
         şeklini alıyor?” diye soru yöneltilmiştir. Ayetin bu kısmında, söz konusu soruya, ayın hareketlerinin
         zaman  tayininde;  özellikle,  hac,  oruç  ve  zekat  gibi  ibadetlerin,  vakitlerinin  belirlenmesinde
         kullanılıdığı  ifade  edilerek,  cevap  verilmektedir.  Aynı  konuya,  Yunus  suresinin  5.  ayeti  ile,  İsra
         suresinin 12. ayetinde de değinilmektedir.
       58 .   Cahiliye devrinde Araplar; ihramlı bulundukları zaman, evlerine, arka taraftan açtıkları bir delikten
          girerler ve bunu, iyi bir davranış sayarlardı. Ayet, onların bu uygulamalarının anlamsız olduğunu,
          gerçek iyiliğin, takva (yasaklardan uzak durma) esasına dayalı davranışlar olduğunu, vurguluyor.
       59 .   “Aşırı gitmeyin” ifadesiyle, mecbur kalmadıkça savaşa girilmemesi; savaş kaçınılmaz hale gelince de,
          savaşta, çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve savaşla ilgisi olmayan diğer sivillere, zarar verilmemesi,
          işkenceden sakınılması… gibi hususlar kastedilmektedir.
       60.   Birtek ilaha inanmayan kişiler tarafından, ata ocakları Mekke’den çıkarılan müslümanlar; çileli
   481   482   483   484   485   486   487   488   489   490   491