Page 475 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 475

87 / 2 / BAKARA SURESİ              475
           hayatta)  rızıklandırır;  sonra  onu,  cehennem  azabına  girmek  zorunda
           bırakırım. Orası, ne kötü, varılacak yerdir!” demişti.
       127.  Hani  İbrahim,  İsmail  ile  birlikte,  evin  (yani  Kabe’nin)  temellerini
           yükseltiyor; “Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! Şüphesiz sen, hakkıyla
           işitensin, hakkıyla bilensin” diyorlardı.
       128.  “Rabbimiz! Bizi, sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana,
           teslim  olmuş  bir  ümmet  kıl.  Bize,  ibadet  yerlerini  ve  ilkelerini  göster.
           Tövbemizi  kabul  et.  Çünkü  sen,  tövbeleri  çok  kabul  edensin,  çok
           merhametli olansın.”
       129.  “Rabbimiz!  İçlerinden,  onlara,  bir  peygamber  gönder;  onlara  ayetlerini
           okusun, kitabı ve bilgeliği öğretsin ve onları, her kötülükten arındırsın.
           Şüphesiz sen, mutlak güç sahibisin; hüküm ve bilgelik sahibisin.”
       130.  Kendini  bilmeyenden  başka,  İbrahim’in  dininden,  kim  yüz  çevirir?
           Yemin  olsun  biz,  İbrahim’i,  bu  dünyada  seçkin  kıldık.  Şüphesiz  o,
           ahirette de iyilerdendir.
       131.  Rabbi  ona  “Teslim  ol”  dediğinde,  “Alemlerin  Rabbine  teslim  oldum”
           demişti.
       132.  İbrahim bunu, kendi oğullarına vasiyet etti, (torunu) Yakub da (vasiyet
           etti): “Oğullarım! Allah, sizin için bu dini (İslam’ı) seçti. Siz de ancak,
           müslümanlar olarak ölün” dedi.
       133.  Yoksa siz Yakub’un, ölüm döşeğinde iken çocuklarına, “Benden sonra,
           kime ibadet edeceksiniz?” dediği; onların da, “Senin ilahına ve ataların
           İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilahı olan, tek bir ilaha, ibadet edeceğiz; bizler,
           O’na boyun eğmiş, müslümanlarız” dedikleri zaman; siz orada, hazır mı
           bulunuyordunuz?
       134.  Onlar,  gelip  geçmiş  bir  ümmettir.  Onların  kazandıkları,  kendilerinin;
           sizin kazandıklarınız, sizindir. Siz, onların yaptıklarından, sorumlu
   470   471   472   473   474   475   476   477   478   479   480