Page 263 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!

55 / 6 / EN’AM SURESİ 263
karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamamış, kimsenin
30
durumu gibi olur mu? İşte inkar edenlere, işlemekte oldukları
çirkinlikler, böyle süslü gösterilmiştir.
123. İşte böyle, her memlekette günah işleyenleri, oranın ileri gelenleri kıldık
ki; oralarda, hilekarlık yapsınlar. Halbuki onlar, hilekarlığı; ancak,
kendilerine yaparlar. Ama farkında olmuyorlar.
124. Ne zaman onlara (inkar edenlere,) bir ayet gelse; “Allah’ın resulüne
verilenin bir benzeri, bize de verilinceye kadar, asla inanmayacağız”
derler. Allah, resullük görevini, kime vereceğini çok iyi bilir. Suç
işleyenlere, Allah katından bir aşağılanma ve yapmakta oldukları
hilekarlık sebebiyle, çetin bir azap erişecektir.
125. Allah, her kimi, doğruya erdirmek isterse; onun göğsünü, İslam’a açar.
Kimi de, saptırmak isterse; onun da göğsünü, göğe çıkıyormuş gibi*
31
daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir.
126. Bu Rabbinin, dosdoğru yoludur. Şüphesiz düşünüp, öğüt alacak bir
toplum için, ayetleri, ayrı ayrı açıkladık.
127. Rableri katında, selam yurdu (cennet,) onlarındır. Allah, yapmakta
oldukları şeylerden dolayı, onların dostudur.
128. O gün (Allah), onların hepsini (huzurunda) toplayacak: “Ey cin
topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp, aranıza kattınız.”
İnsanlardan, onların dostları da, “Ey Rabbimiz! Bizler, birbirimizden
yararlandık ve bize belirlediğin sürenin sonuna ulaştık” diyecekler. O
(Görevli olan Melek) buyuracak ki: “Allah’ın diledikleri (affettikleri)

30. Ayette inkarcılar ölüye, iman edenler diriye benzetilmektedir. Buna göre iman etmek, ölümden
hayata geçiş, yani dirilmektir.
31. Ayette, inanmayanların yaşadıkları psikolojik hal sebebi ile, yüreklerinde meydana gelen sıkıntı;
atmosferde yükselirken bir kişinin yaşayacağı fiziki sıkıntıya, benzetilmiştir. Artık ilmen biliniyor ki;
yerden yükselip, atmosferin üst bölümlerine doğru çıkıldıkça, basınç düşer ve nefes almak gittikçe
zorlaşır. Böyle bir tabiat kanununun henüz bilinmediği bir dönemde, Kur’an’ın bu yönde bir işarette
bulunması, onun Allah kelamı olduğunun göstergesidir.