Page 185 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 185

50 / 17 / İSRA SURESİ                   185
           ikisi, senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa; sakın onlara, “Öf!” *bile
           deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.
       24.  Onlara  merhamet  ederek,  tevazu  kanadını  indir  ve  şunu  söyle:
           “Rabbim!  Tıpkı  beni,  küçükken  koruyup  yetiştirdikleri  gibi;  sen  de,
           onlara acı.”
       25.  Rabbiniz, içinizde olanı, en iyi bilendir. Eğer siz, iyi kişiler olursanız;
           şunu bilin ki Allah, tövbeye yönelenleri çok bağışlayandır.
       26.  Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya, haklarını ver; fakat, saçıp
           savurma.
       27.  Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise, Rabbine
           karşı, çok nankörlük etmiştir.
       28.  Eğer  (elin  dar  olduğu  için),  Rabbinden  umduğun  bir  rahmeti
           bekleyerek, onlardan yüz çevirmek zorunda kalırsan (fakirlere verecek
                                           5
           bir şey bulamazsan); hiç olmazsa onlara, gönül alıcı bir söz söyle.
                                 6
       29.  Eli  sıkı  olma,  büsbütün  eli  açık  da  olma.   Sonra  kınanır  ve  çaresiz
           kalırsın.
       30.  Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol verir ve (dilediğine) kısar. Çünkü
           O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları görmektedir.
       31.  Yoksulluk korkusuyla, çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de, biz
           rızıklandırırız. Onları öldürmek, gerçekten, büyük bir günahtır.
       32.  Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir


       5 .    Yoksul sahabiler, Hz. Muhammed’in yardımı ile geçinirlerdi. Resulullah, bazen onlara verecek bir
         şey bulamadığından çok üzülür; mahcubiyetinden dolayı yüzünü, başka tarafa çevirirdi. Bu ayette,
         Hz. Muhammed’in, onlara, bir şey verecek durumu olmadığında; en azından yumuşak  sözlerle,
         gönül alması gerektiği hatırlatılmıştır.
       6 .    Bu ayet genellikle kelime kelime, “Elini boynuna bağlama, onu büsbütün de açma” şeklinde tercüme
         edilmektedir. “Elini boynuna bağlamak” ve “Elini büsbütün açmak” arap dilinde, “cimrilik etmek” ve
         “müsrif olmak” anlamlarında, birer deyimdir. Biz ayeti, kelime kelime tercüme yerine; dilimizde bu
         anlamları ifade eden, iki deyim ile tercüme etmeyi, uygun bulduk.
   180   181   182   183   184   185   186   187   188   189   190