Page 394 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 394

394                       73 / 21 / ENBİYA SURESİ

       53.  “Babalarımızı, bunlara ibadet ediyor bulduk” dediler.
       54.  İbrahim,  “Yemin  olsun;  siz  de,  atalarınız  da,  apaçık  bir  sapıklık
           içindesiniz” dedi.
       55.  “Bize, gerçeği mi getirdin; yoksa sen, bizimle, eğleniyor musun?” dediler.
       56.  İbrahim dedi ki: “Hayır! Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir. O, bunları
           yaratandır ve ben de, buna şahitlik edenlerdenim.”
       57.  (İçinden dedi ki): “Allah’a yemin ederim ki; siz arkanızı dönüp gittikten
           sonra, ben putlarınıza, muhakkak bir tuzak kuracağım.”
       58.  Derken  (İbrahim),  belki  kendisine  başvururlar  diye;  içlerinden  bir
                                       5
           büyüğü bırakarak, onları (yani putları), paramparça etti.
       59.  Onlar,  “Bunu  ilahlarımıza,  kim  yaptı!  Muhakkak  o,  zalimin  tekidir”
           dediler.
       60.  (İçlerinden bazıları,) “İbrahim denilen bir gencin, onları (yani putları),
           diline doladığını duyduk” dediler.
       61.  (Diğerleri,)  Dediler  ki:  “Derhal  onu,  insanların,  gözleri  önüne  getirin;
           onlar da, şahit olsunlar.”
       62.  (İbrahim gelince) “Sen mi yaptın, bunu ilahlarımıza, ey İbrahim” dediler.
       63.  Dedi ki: “Hayır! Bunu, şu büyükleri yapmıştır. Eğer konuşurlarsa; onlara
           sorun!”
       64.  Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz, asıl zalimler, sizsiniz,
           siz” dediler.
       65.  Sonra  eski  inanç  ve  inatlarına  döndüler  ve  “Yemin  olsun,  bunların
           konuşmayacağını, sen de bilirsin” dediler.


       5 .    İbrahim, putların hepsini baltayla kırarak baltayı, ilişmediği büyük putun omuzuna asmıştı. Bir
         bayram şenliğine giden halk, dönüşte putların kırılmış olduğunu gördü. İbrahim’in, bütün tehlikeyi
         göze alarak, putları kırmasındaki amacı; halka, kendilerini bile korumaya güçleri yetmeyen putların,
         onlara tapınanlara, hiçbir yarar sağlamayacağını, canlı bir şekilde anlatmaktı.
   389   390   391   392   393   394   395   396   397   398   399