Page 83 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 83
39 / 7 / A’RAF SURESİ 83
getirdik. Nihayet çoğaldılar ve (nankörlük edip): “Atalarımız da, darlığa
uğramış ve bolluğa kavuşmuşlardı” dediler. Biz de, farkında değillerken;
onları, ansızın yakaladık.
96. Eğer o memleketlerin halkları, iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten
sakınsalardı; elbette onların üstüne, gökten ve yerden, nice bereketler(in
kapılarını) açardık. Fakat onlar, yalanladılar; biz de kendilerini,
işledikleri günahlarından dolayı, yakalayıverdik.
97. Memleketlerin halkları, ‘geceleyin uyurken’, kendilerine azabımızın
gelmesinden, emin mi oldular?
98. Ya da o memleketlerin halkları, 'kuşluk vakti gülüp oynarken’,
kendilerine azabımızın gelmesinden, emin mi oldular?
17
99. Yoksa, Allah’ın tuzağından, emin mi oldular? Zarara uğrayan halktan
başkası, Allah’ın tuzağından emin olamaz.
100. Önceki sahiplerinden sonra, yeryüzüne varis olanlara, şu gerçek apaçık
belli olmadı mı ki; biz dileseydik, onları da (öncekiler gibi), günahları
yüzünden cezalandırırdık. Biz, onların kalplerini mühürleriz de; onlar,
hakkı işitmezler.
101. İşte* memleketler! Onların haberlerinden, bir kısmını, sana anlatıyoruz.
Yemin olsun peygamberleri, onlara, apaçık deliller getirmişti. Fakat
onlar, daha önce yalanladıklarına, inanacak değillerdi. Allah; inkar
edenlerin, kalplerini, işte böyle mühürler.
102. Biz onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulmadık. Ama
gerçekten, onların çoğunu; doğru yoldan çıkmış, kimseler olarak bulduk.
103. Sonra onların ardından, Musa’yı, apaçık mucizelerimizle birlikte,
Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına, peygamber olarak gönderdik
17 . “Allah’ın tuzağı” ifadesi mecazi olup, “inkarcılara belirli bir süre verip, sonra onları ansızın
yakalaması”, “inkarcıların inkarlarına karşılık vermesi” gibi anlamları ifade eder.