Page 82 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 82
82 39 / 7 / A’RAF SURESİ
sabredin. O, hüküm verenlerin, en iyisidir.”
88. Şu’ayb’ın halkından ileri gelenler, büyüklük taslayarak dediler ki: “Ey
Şu’ayb! Yemin olsun, ya kesinlikle bizim dinimize dönersiniz ya da
mutlaka seni ve seninle birlikte inananları, memleketimizden çıkarırız.”
Şu’ayb, “İstemediğimiz halde mi?” dedi.
89. “Allah bizi, sizin dininizden kurtardıktan sonra, eğer ona dönersek;
mutlaka, Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz (olan) Allah’ın
dilemesi olmadıkça, sizin dininize dönmemiz, bizim için olacak şey
değildir. Rabbimiz her şeyi, ilmiyle kuşatmıştır. Biz yalnız, Allah’a
tevekkül ettik. Ey Rabbimiz! Bizimle, halkımız arasında, gerçek ile
hükmet. Çünkü sen, hükmedenlerin, en iyisisin.”
90. Şu’ayb’ın halkından olup, inkar eden ileri gelenler, dediler ki: “(Ey ahali!)
Yemin olsun ki, eğer, Şu’ayb’a uyarsanız; o takdirde, mutlaka siz, zarar
edenler olursunuz.”
91. Derken onları, o korkunç sarsıntı, yakaladı da; yurtlarında, yüzüstü yere
serildiler.
92. Şu’ayb’ı yalanlayanlar, sanki orada, hiç yaşamamışlardı. Şu’ayb’ı
yalanlayanlar var ya, asıl zarar edenler, onlar oldu.
93. (Şu’ayb) Onlardan yüz çevirdi ve dedi ki: “Ey halkım! Yemin olsun, ben
size, Rabbimin vahyettiklerini ulaştırdım. Size nasihatte bulundum. Şimdi
ben, inkarcı bir topluluğa, nasıl üzülürüm?”
94. Biz, hangi ülkeye, bir peygamber gönderdiysek; oranın halkını, yalvarıp
yakarsınlar diye, yoksulluk ve sıkıntıya uğratmışızdır.
95. Sonra kötülüğün (sıkıntı ve darlığın) yerine, iyiliği (bolluk ve genişliği)
Tevekkül, tüm tedbirleri alıp, gerekenleri yaptıktan sonra, işin sonucunu Allah’a bırakarak, ona
güvenmektir.