Page 535 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 535
89 / 3 / AL-İ İMRAN SURESİ 535
sağlamaz. İşte onlar, cehennemliktirler. Onlar orada, ebedi kalacaklardır.
117. Onların (yani inkar edenlerin), bu dünya hayatında, yaptıkları harcamaların
durumu; kendi kendilerine zulmeden bir topluluğun, ekinlerine musallat
olan ve ekinleri mahveden, soğuk bir rüzgar gibidir. Allah onlara
zulmetmedi. Fakat onlar, kendilerine zulmediyorlar.
118. Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan (yani müslüman olmayanlardan),
hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size, fenalık etmekten asla geri kalmazlar.
Hep, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri, konuşmalarından, apaçık
ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise, daha büyüktür. Eğer
düşünürseniz, ayetleri size açıkladık.
119. İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz; onlar ise, bütün (ilahi)
kitaplara inandığınız halde, sizi sevmezler. Onlar sizinle karşılaştıkları
zaman, “İnandık” derler. Ama kendi başlarına kaldıklarında, size karşı
kinlerinden dolayı, parmaklarını ısırırlar. Şunu söyle: “Öfkenizden ölün!”
Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü (niyetlerde olanı) bilir.
120. Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona
sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız; onların
hileleri, size, hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah, onların yaptıklarını
kuşatmıştır.
121. Hani sen mü’minleri, (Uhud’da,) savaş mevzilerine yerleştirmek için; sabah
erken, ailenden (evinden) ayrılmıştın. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla
bilendir.
20
122. Hani sizden iki takım, (paniğe kapılarak) çözülmeye yüz tutmuştu.
Halbuki Allah, onların yardımcısı idi. Mü’minler, yalnız Allah’a tevekkül
etsinler.
20 . Uhud savaşında, sağ ve sol kanatlara yerleştirilen, Hazrec kabilesinden Seleme Oğulları ile, Evs
kabilesinden Harise Oğulları; Hz. Muhammed’in savaş taktiğine uymamış, savaş esnasında
düşmana karşı, korkaklık ve zaaf göstermişlerdi. (Uhud Savaşı: M.S. 625 Yılı)
Tevekkül, tüm tedbirleri alıp, gerekenleri yaptıktan sonra, işin sonucunu Allah’a bırakarak, ona
güvenmektir.