Page 344 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 344

344                       66 / 46 / AHKAF SURESİ


           Allah’a  ibadet  edin;  çünkü  ben,  sizin  adınıza,  büyük  bir  günün
           azabından korkuyorum” demişti.
       22.  Onlar  ise,  “Sen  bizi, ilahlarımızdan alıkoymak için mi, geldin? Doğru
           söyleyenlerden isen; bizi tehdit ettiğin şeyi, başımıza getir” dediler.
       23.  Hud, “(Bu konudaki) Bilgi, ancak, Allah katındadır. Ben size, benimle
           gönderileni, ilan ediyorum. Fakat ben, sizi, cahillik eden bir halk olarak
           görüyorum” dedi.
       24.  O azabı, vadilerine doğru yayılan bir bulut olarak gördüklerinde, “Bu
           bize, yağmur getiren bir buluttur”  dediler.  Hud,  “Hayır; o sizin, acele
           gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde, üzüntü dolu azabın bulunduğu, bir
           rüzgardır” dedi.
       25.  “O  (rüzgar),  Rabbimin  emriyle,  her  şeyi  yerle  bir  eder.”  Derken,
           evlerinden başka hiçbir şeyi, göremez hale geldiler. İşte biz, suç işleyen
           toplumu, böyle cezalandırırız.
       26.  Yemin  olsun,  size  vermediğimiz  imkan  ve  iktidarı,  onlara  vermiştik.
           Kendilerine  kulaklar,  gözler  ve  kalpler,  vermiştik.  Fakat  kulakları,
           gözleri  ve  kalpleri,  kendilerine  bir  yarar  sağlamadı.  Çünkü  Allah’ın
           ayetlerini, bile bile inkar ediyorlardı. Alaya aldıkları şey, onları kuşattı.
       27.  Yemin olsun biz, çevrenizdeki memleketleri de, yok ettik. (Doğru yola)
           Dönsünler diye, ayetleri, tekrar tekrar açıkladık.
       28.  Allah’ı  bırakıp  da;  O’na  (yani  Allah’a,)  yakınlık  sağlamak  için
           edindikleri  ilahlar,  kendilerine,  yardım  etseydi  ya!?  Aksine  onları,
           yüzüstü  bırakarak,  uzaklaşıp  kayboldular.  Bu,  onların  yalanı  ve
           uydurmakta oldukları şeydir.
       29.  (Ey Muhammed!) Hani Kur’an’ı dinlemek üzere, cinlerden bir grubu,
                               3
           sana yöneltmiştik. Onlar, onun huzuruna  gelince, birbirlerine “Susun!”



       3 .    “Onun  huzuruna”  ifadesindeki  “o”  zamiri,  “okunmakta  olan  Kur’an”  ya  da  “Hz.  Muhammed”
          şeklinde, anlaşılmaya müsaittir.
   339   340   341   342   343   344   345   346   347   348   349