Page 208 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 208

208                                                            51 / 10 / YUNUS SURESİ
           Rabbinden hak gelmiştir. O halde, sakın şüphe edenlerden olma!
       95.  Sakın,  Allah’ın  ayetlerini  yalanlayanlardan  da  olma!  Yoksa,  zarara
           uğrayanlardan olursun.
       96, 97. Şüphesiz haklarında, Rabbinin sözü (hükmü) gerçekleşmiş olanlar,
           kendilerine bütün  mucizeler  gelse  bile,  üzüntü dolu  azabı  görünceye
           kadar, inanmazlar.
       98.  Yunus’un halkından (Musul halkından*) başka, keşke (azabı görmeden
           önce) iman edip, imanı kendisine fayda veren, birtek memleket halkı
           (daha) olsaydı! (Yunus’un halkı) İman edince, dünya hayatındaki azabı,
           onlardan kaldırdık ve bir süreye kadar, onları, refah içinde yaşattık.
       99.  Eğer  Rabbin  dileseydi;  yeryüzünde  bulunanların  hepsi,  elbette,
           topyekün iman ederdi. O halde, mü’min olsunlar diye; insanları, sen mi
                  9
           zorlayacaksın?
       100.  Allah’ın  izni  olmadıkça,  hiçbir  kimse,  iman  edemez.  Allah,  aklını,
           (güzelce) kullanmayan kişilere, azap verir.***





         Ahir  zamana  kadar,  böyle  bir  peygamberin  geleceği  konusunda,  görüş  birliği  içindeydiler.  Hz.
         Muhammed(sas) gelip, “Ben Allah’ın görevlisiyim” dediği zaman ise, Yahudilerin çoğu onu inkar
         etti. Pek azı onun, hak peygamber olduğuna iman etti. Buna göre ayette, Yahudilerin, hakkında
          ayrılığa düştüğü konulardan biri, Hz. Muhammed’in peygamberliği meselesidir. (İşaya(Yeşaya),42)
       9.   Ayette, inanmaları için insanları zorlamanın, doğru bir yol olmadığı; böyle bir şey söz konusu olsa
         idi, bunu Allah’ın yapacağı bildirilmektedir. İmanı iman yapan şey, onun hür irade ve tercihe dayalı
         olmasıdır. Kişi, imanı tercih etmesi sebebi ile, ebedi mutluluğu hak ediyor. İmana zorlama yapılması
         halinde, irade ve tercih bulunmayacağı için, ortaya çıkan şey iman olmaz.
         Bir sonraki 100. ayette ise, Allah’ın izni olmadan kimsenin iman edemeyeceği bildirilmekte, hemen
         ardından  ise,  akıllarını  kullanmayanların  azaba  uğrayacakları  bildirilmektedir.  Bunun  anlamlı
         şudur: İman işinde tercih kula, bu tercihi yaratıp gerçekleştirmek ise, Allah’a aittir. Kulun iradesine
         göre sonucun ortaya çıkması, Allah’ın izni, yani yaratması ile olur. O yaratmazsa, kulların irade ve
         tercihi sonuç vermezdi. Fakat Allah, adalet sıfatı gereği; kulların, vahye kulak verip akıllarını da
         kullanarak, ortaya koyacakları irade ve tercihlerin sonuçlarını, ortaya çıkarır. Bu, iman konusunda
         da böyledir.
   203   204   205   206   207   208   209   210   211   212   213