Page 614 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 614

614                                                               97 / 47 / MUHAMMED SURESİ

           olanların,  ölüm  baygınlığına  girmiş  kimsenin  bakışı  gibi,  sana
           baktıklarını görürsün. O da (yani ölüm de), onlara, pek yakındır.
       21.  İtaat  ve  güzel  bir  söz,  onlar  için  daha  iyidir.  İş  ciddileşince,  Allah’a
           verdikleri söze bağlı kalsalardı; elbette kendileri için, daha iyi olurdu.
                                 4
       22.  (Ey iki yüzlüler) Demek idareyi ele alırsanız,  yeryüzünde bozgunculuk
           çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız, öyle mi?
       23.  İşte onlar, Allah’ın lanetleyip; (gerçeğe karşı) kulaklarını sağır, gözlerini
                5
           kör ettiği,  kimselerdir.
       24.  Onlar, Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde, kilitleri
           mi var?
       25.  Kendileri  için,  doğru  yol  belli  olduktan  sonra,  gerisingeri  dönenleri;
           şeytan  aldatıp  peşinden  sürüklemiş  ve  kendilerini,  boş  ümitlere
           düşürmüştür.
       26.  Bu;  iki  yüzlülerin,  Allah’ın  indirdiğini  beğenmeyen  kimselere  (yani
           İslam  düşmanlarına),  “Biz  size,  (Peygamber  ve  İslam  aleyhine)  bazı
           işlerde,  itaat  edeceğiz”  demelerindendir.  Allah,  onların,  gizli
           konuşmalarını bilir.
       27.  Melekler  onların,  yüzlerine  ve  sırtlarına  vurarak,  *canlarını  alırken;
           halleri nasıl olacak?
       28.  Bunun sebebi şudur: Onlar, Allah’ı kızdıran şeylerin ardından gittiler
           ve  O’nun  razı  olduğu  şeylerden  hoşlanmadılar.  Böylece  Allah  da,
           onların yaptıklarını, boşa çıkardı.



       4.   Ayetin baş tarafı, “Demek, başa geçtiğinizde...” şeklinde de tercüme edilebilir.
       5.   Allah’ın,  gerçek  karşısında,  bazı  kimseleri  “sağır  ve  kör”  kılması;  onların  iradelerini,  bu  yönde
         kullanmış olmaları ve Allah’ın da, bu iradenin gereğini yaratmış olması, anlamındadır.
         Allah’ın  birliğini  ve  onun  gerektirdiği,  diğer  gerçekleri  görmeyen,  işitmeyen,  kimselerin  “kör”  ve
         “sağır” diye nitelenmeleri, mecazi bir anlatım tarzıdır. Kur’an’a göre asıl körlük, “göz” adı verilen
         organın, iş görmez hale gelmesi değil; kalbin, işlevsiz hale gelmesi (Bkz: Hac, 22/46), yani insanın,
         duygu ve düşünce işbirliği sayesinde elde ettiği, iç görü niteliğini, yitirmesidir.
   609   610   611   612   613   614   615   616   617   618   619