Page 501 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 501
87 / 2 / BAKARA SURESİ 501
80
katında, şefaatte bulunacak kimdir? O; kulların önlerindekileri ve
arkalarındakileri (yaşadıklarını ve karşılarına çıkacak durumları) bilir.
Kulları ise, Onun ilminden, ancak; Onun dilediği kadarını,
81
kavrayabilirler. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri, kaplayıp
kuşatmıştır. (Allah, bütün evreni, kontrol etmektedir.) Gökleri ve yeri,
koruyup gözetmek, O’na güç gelmez. O yücedir, büyüktür.
82
256. Dinde zorlama yoktur . Çünkü doğruluk, sapıklıktan iyice ayrılmıştır.
83
O halde, kim tağutu tanımayıp, Allah’a inanırsa; kopmak bilmeyen
sapasağlam bir kulpa* yapışmıştır. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla
bilendir.
257. Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan, aydınlığa
çıkarır. İnkar edenlerin velileri ise, tağuttur. (O da) Onları, aydınlıktan
çıkarıp, karanlıklara götürür. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedi
kalırlar.
258. Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye (şımarıp böbürlenerek); Rabbi
hakkında, İbrahim ile tartışanı, görmedin mi? Hani İbrahim, “Benim
Rabbim diriltir, öldürür” demiş; o da, “Ben de diriltir, öldürürüm”
80 . Şefaat ile ilgili olarak, bakınız: Bakara suresi, ayet, 48.
81 . Bu ayet, Ayetü’l-Kürsi (kürsü ayeti) diye adlandırılır. “Kürsü”; Allah’ın gücü ve büyüklüğü (azameti),
O’nun her şeyi kapsayan ilmi demektir. Ayette Allah Teala, kendi zatının, çok veciz bir tanımını
yapmaktadır. Kitab-ı Mukaddes (Eski Ahit+Yeni Ahit)’te, yanlış ve tahrif edilmiş bir biçimde
anlatılan Allah, burada nasıl ise öyle tarif edilmektedir. O; yerde, gökte ve ikisi arasında olan, her
şeyin sahibidir. Hiç kimse; hakimiyetinde, otoritesinde, mülkünde ve yönetiminde, O’na ortak
değildir. Hiçbir şey, O’na, rakip ve eş olamaz. O, mutlak ilim ve irade sahibidir. O’na hiçbir varlık,
güç yetiremez. O, bütün evrenin sahibi, yöneticisi ve hakimidir.
82 . Din; inanç esaslarını ve buna bağlı olarak yaşanan hayat tarzını, ifade eder. Buna göre İslam, iman
ve hayat tarzı olarak, hiç kimseye, zorla kabul ettirilemez.
83 . Tağut, sözlük anlamıyla, sınırı aşan demektir. Kur’an’da kullanıldığı şekliyle kelime, “şeytan”,
“irade”, “putlar”, “sihirbazlar”, “kahinler” gibi, çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Kısaca “Tağut”
insanları doğru yoldan çıkaran, saptıran şeylerin hepsini, ifade eder.