Page 445 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 445
86 / 29 / ANKEBUT SURESİ 445
şöyle der): “Şayet onlar seni, hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi,
bana ortak koşman için zorlarsa; bu takdirde, onlara, itaat etme.
Dönüşünüz, ancak bana olacaktır ve ben, yapmakta olduklarınızı, size,
haber vereceğim.”
9. İman edip de iyi işler yapanları, mutlaka, iyilerin arasına sokacağız.
10. İnsanlardan öyleleri vardır ki, “Allah’a inandık” derler. Ama Allah
uğrunda, bir ezaya (rahatsızlığa) uğratılınca, insanlardan gördükleri
baskı ve işkenceyi, Allah’ın azabı gibi sayarlar; ve eğer, Rabbinden bir
yardım gelirse “Biz elbette, sizinle beraberdik” derler. Allah, herkesin
kalbinde olanı, en iyi bilen değil midir?
11. Allah elbette, kendisine iman edenleri bilir ve elbette, iki yüzlüleri de
bilir.
12. İnkar edenler, iman edenlere, “Yolumuza uyun da, sizin günahlarınızı
yüklenelim” derler. Halbuki, onların günahlarından, hiçbir şey
2
yüklenecek değillerdir. Şüphesiz onlar, kesinlikle yalancıdırlar.
13. Yemin olsun, onlar, mutlaka kendi yüklerini ve kendi yükleriyle beraber,
2
nice ağır yükleri, yükleneceklerdir. Uydurmakta oldukları şeylerden de;
kıyamet günü, şüphesiz, sorguya çekileceklerdir.
14. Yemin olsun biz, Nuh’u, kendi halkına, peygamber olarak gönderdik. O
da, dokuz yüz elli yıl*, onların arasında kaldı. Neticede onlar,
zulümlerini sürdürürlerken, tufan, kendilerini yakalayıverdi.
15. Biz de onu (Nuh’u) ve gemide bulunanları, kurtardık ve bunu, alemlere
bir ibret kıldık.
2. 12. ayette, inkarcıların; başkalarının günahlarını üstlenerek, onları sorumluluktan kurtarma
konumunda bulunmadıkları gibi; bu sözlerinde samimi olmadıkları, ifade ediliyor. 13. ayette ise,
kendi günahları yanında; yoldan çıkardıkları kimselerin, günahlarınada ortak olacakları, işaret
ediliyor.