Page 126 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 126

126                     44 / 19 / MERYEM SURESİ
       52.  Ona,  Sina  dağının  sağ  tarafından  seslendik  ve  kendisi  ile  gizlice
           konuşmak için, kendimize yaklaştırdık.
       53.  Rahmetimiz  sonucu,  kardeşi  Harun’u,  bir  nebi  olarak  kendisine
           bahşettik.
       54.  Kitap’ta, İsmail’i de anlat. Şüphesiz o, sözünde duran bir kimse idi. Bir
           resul, bir nebi idi.
       55.  Ailesine, namazı ve zekatı, emrederdi. Rabbinin katında da, hoşnutluğa
           ulaşmıştı.
       56.  Kitap’ta, İdris’i de anlat. Şüphesiz o, doğru sözlü bir kimse, bir nebi idi.
       57.  Onu, yüce bir makama* yükselttik.
       58.  İşte  bunlar,  Adem’in  ve  Nuh  ile  beraber  (gemiye)  bindirdiklerimizin
                               11
           soyundan; İbrahim’in, (torunu) Yakub’un  (yani İsrail’in) ve doğru yola
           iletip seçtiklerimizin soyundan; kendilerine nimet verdiğimiz nebilerdir.
           Kendilerine, çok merhamet edenin (Allah’ın) ayetleri okunduğu zaman,
           ağlayarak* secdeye kapanırlardı.


         gibi,  bu  tariflerin  aksine,  yeni  bir  kitap  ve  şeriat  getirmeyen  Lut,  Salih  ve  İlyas  gibi  bazı
         peygamberleri de, “Resul” diye nitelemektedir. (Bakınız: Şu’ara suresi, ayet, 143,162; Saffat suresi,
         ayet,123. Bu ayetlerin meallerinde geçen “peygamber” kelimeleri, “resul” karşılığında kullanılmıştır.)
         Görüldüğü  üzere  yukarıdaki  tariflere,  bu  ayetler  ve  benzerleri  ışığında  bakıldığında,  onların
         isabetsizliği ortaya çıkmaktadır. Bu durum, tarifler yapılırken “Yeni bir şeriat ve kitab”ın temel kriter
         olarak alınmasından kaynaklanmıştır. Bu kriter tesbitinin, hangi delil ya da delillere dayandığını
         söylemek mümkün değildir. Oysa, “Resul” ve “Nebi” tariflerinde temel kriter, yukarıda verdiğimiz
         tarifte olduğu üzere, vahy alma olayı olmalıdır. Ancak bu takdirde, söz konusu hatadan kurtulmak
         mümkün olabilir. Bu duruma göre nübüvvet, mutlak manada Allah’tan vahy almak; risalet ise, bu
         vahyin ilanıdır. Her ikisi de bir peygamberin, birbirini tamamlayan iki ayrı vasfıdır. Resul olmak için
         nebi olmak, yani vahy almak şart olduğu gibi; ilansız bir nübüvveti düşünmek de, mümkün değildir.
         Ancak Kur’an, duruma göre bir peygamberin bu iki vasfından birini, yahut öbürünü, ya da her
         ikisini birden öne çıkarmaktadır.
       11.   Yakub peygamber; İbrahim peygamberin torunu, İshak peygamberin oğludur.
   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131