Page 411 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 411

75 / 32 / SECDE SURESİ               411

       9.   Sonra, onu şekillendirip; ona, ruhundan üfledi. Sizin için, işitme, görme
           ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az, şükrediyorsunuz!
       10.  (İnkar edenler dediler ki): “Biz, toprakta, yok olduktan sonra mı; biz mi,
           yeniden  yaratılacakmışız?”  Hayır  onlar,  Rablerine  kavuşmayı  inkar
           etmekte, sınırı aşmaktadırlar.
       11.  Şunu söyle: “Sizin için görevlendirilen, ölüm meleği**, canınızı alacak;
           sonra, Rabbinize döndürüleceksiniz.”
       12.  Suçlular,  Rablerinin  huzurunda,  boyunlarını  büküp;  “Rabbimiz!
           (Gerçeği) Gördük ve işittik. Artık şimdi bizi, (dünyaya) döndür ki; iyi işler
           yapalım*. Biz artık, kesin olarak, inanmaktayız” dedikleri vakit, (onları)
           bir görsen!
       13.  Eğer  dileseydik;  herkese,  doğru  yolunu  verirdik.  (Allah(cc) şöyle der):
           “Fakat benim, ‘Yemin olsun cehennemi; cinlerden ve insanlardan (suçlu
                                         3
           olanlarla) dolduracağım’ (şeklindeki) sözüm, gerçekleşecektir.”
       14.  (Onlara  şöyle  denilecek):  “O  halde;  bu  gününüze  kavuşmayı,
           unutmanıza  karşılık,  azabı  tadın.  Biz  de,  sizi  unuttuk.  Yapmakta
           olduklarınıza karşılık, ebedi azabı tadın.”
       15.  Bizim ayetlerimize ancak; kendilerine, bu ayetlerle öğüt verildiği zaman,
           secdeye  kapanan;  kibirlenmeksizin,  Rablerini  överek  tesbih  edenler;
           inanırlar.
       16.  Onlar geceleyin (namaz kılmak için) yataklarından* kalkarlar. Korku ve
           ümit içinde, Rablerine dua ederler. Kendilerine, rızık olarak verdiğimiz
           şeylerden de, Allah için harcarlar.
       17.  Hiç kimse, yapmakta olduklarına, karşılık olarak; onlar için saklanan,
            göz aydınlıklarını,* bilemez.
       3 .    Allah dileseydi, iyiliği veya kötülüğü, seçebilmeleri konusunda, insanları serbest bırakmaz; herkesi
         imana ve iyiliğe sevkedebilirdi. Bu takdirde, dünya hayatı, ahireti kazanma yeri olmaktan çıkar;
         insanlar  da,  melekler  gibi  olur;  insanların,  özgür  bir  biçimde,  iradelerini  kullanarak, iyiliği  veya
         kötülüğü seçebilme ve ahirette, bunun sonucuna göre, karşılığını görme şeklinde sınanmalarının, bir
         anlamı kalmazdı. Ayetin ilk cümlesinde, bu husus vurgulanmakta; ikinci cümlesinde ise, kötülükleri
         tercih edenlerin, ilahi adalet gereği karşılaşacakları sonuç, açıklanmaktadır.
   406   407   408   409   410   411   412   413   414   415   416