Page 169 - DERLEME KURAN-I KERİM MEALİ - ONLİNE OKU İNDİR!
P. 169

48 / 27 / NEML SURESİ                 169

       79.  Öyle ise, Allah’a, tevekkül et. Çünkü sen, apaçık gerçeğin üzerindesin.
       80.  Şüphesiz  sen,  ölülere,  duyuramazsın.  Arkalarını  dönüp  kaçarlarken;
           sağırlara da, çağrıyı duyuramazsın.
       81.  (Gerçeği  görmeyen)  Körleri,  sapıklıklarından  vazgeçirip,  doğru  yola
           getiremezsin. Ancak, ayetlerimize inanıp da; müslüman olmuş olanlara,
           duyurabilirsin.
       82.  O  söz  (Kur’an  ayetlerinde  yazanlar)*  başlarına  gelince  (kıyamet
           kopunca);  onlar  için  *yeryüzünü  canlandırıp  çıkarırız.  O  (yeryüzü)
           onlara, insanların, ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyleyecektir.
       83.  Her  ümmetten,  ayetlerimizi  yalanlayanları,  bir  grup  halinde
           toplayacağımız  ve  bunların  (topluca,  hesap  yerine)  sevk  edilecekleri,
                 8
           günü hatırla.
       84.  Hesap yerine geldiklerinde, Allah şöyle der: “Siz, benim ayetlerimi; onları,
           ilmen kavramamışken yalanladınız, öyle mi? Yoksa, ne yapıyordunuz ki?!”
       85.  Zulümlerinden  dolayı,  sözü  edilen  azap,  tepelerine  iner  de;  artık
           konuşamazlar.
       86.  Onlar, görmüyorlar mı ki; biz geceyi, içinde rahat etsinler diye; gündüzü
           de, (her şeyi) gösterici (aydınlık) olarak yarattık. Şüphesiz bunda, inanan
           bir toplum için, elbette (Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır.
             9
       87.  Sur’a   üfleneceği  ve  Allah’ın  dilediği  kimselerden  başka;  göklerdeki
           herkesin*, yerdeki herkesin, korkuya kapılacağı günü hatırla. Hepsi de,
           boyunlarını bükerek, O’na gelirler.



       8 .    Bu ayet, şu şekilde de, tercüme edilmektedir: “O gün her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanları, bir
          grup halinde toplayacağız. Bunlar (topluca, hesap yerine) sevk edileceklerdir.”
       9.   “Sur’(Hortum)”, üflenmesi ile kıyametin kopacağı, mahiyeti bizce bilinmeyen, bir tür boru demektir.
         Tevekkül,  tüm  tedbirleri  alıp,  gerekenleri  yaptıktan  sonra,  işin  sonucunu  Allah’a  bırakarak,  ona
         güvenmektir.
   164   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174